17 Temmuz 2011 Pazar

BİTMİŞ BİR HİKAYENİN GECİKMİŞ GÖZYAŞLARI..




Yıllar önce,ikinci bebeğine gebe kalan bir kadın, kaderleri, hayatla ilgili hangi sayfada yer alacakları başka beyinlerde belirlenmiş, gebe kaldığı zamanın içinde.
Annelik, bebeğin oluşumundan itibaren yüreklere dolan bir sevgi şelalesi…. [Benim yüreğimde] ..

Günümüzde bu duygulardan yoksun insanlarımız olsada..

Bir başka yerde de, çocuğunu kaybetmiş bir anne, başlamadan’’ bitmiş bir hikaye’’ belki de.. Başka bir annenin karnındaki bebeği ile birleştirilmiş bu hazin hikaye.Ama bu gebe annenin karnındaki bebekle başlayan bir hikaye değil miydi?.Neden defter sayfalarından koparılmış bir yaprak gibi, diğer anneye veriliyor yazılsın diye o sayfalar!
Evet,anne ikinci bebeğine gebe.Dokuz ay karnında taşıyacagı bu mucizenin kaderini kim yazacaktı.. Kocasının annesi !!Yani yine başka bi anne! Doğmamış çocugunun babannesi.
Babaanne tayin etmiş o bebeğin kaderini, kime anne diyeceğini.Kocası izin vermiş, kardeşinin bebeği yokmuş, bebeği ölen kadının kocasıymış bu adam .

Bebek doğmuş içinde yeşerttiği güzel duygularla.Kollarından alınmış,alınıp verilen bir nefes gibi başka bir kadına anne demek üzere, hayatla ilgili bir yola koyulmuş…
Ayrı ayrı dünyalar oluşmuş,duygular örtbas edilip, kalplere tel örgüler örülmüş.Seslense de yaralı annenin yüreğindeki ses duyulmamış…
Çocuk büyümüş genç bir kadın olmuş,onu doğuran kadın üçüncü,dördüncü bebeğini de dünyaya getirmiş ve bilincinde olmadığı içsel ve bedensel suçluluk,vicdan azaplarıyla mutsuzluk penceresinden bakarak, günlerini sürdürür hale gelmiş…

Ben bu kadını beş senedir tanıyorum, diğer şimdilerde kadın olan bebeği ve diğer başrol oyuncularını tanımıyorum.Bu bileti kesen, dünya mutsuzluk bekçilerini tanımıyorum.Beş senedir bu tanıdığım güzel ve özel kadın, dimdik ayakta olmasına rağmen hep hasta ,huzursuz uykuya saklanıp düşüncelerde kaybolan bir kadın,inci gibi narin duygulara sahip, kırılası duygular,yüreğinde tel örgüleri ve koskoca bir çivi acıtıyor bütün bedenini,bilmediği,adını koyamadığı,vicdani suçlulukları devam ediyor ve edecek bilinip,kurtulduğu güne kadar!

Diğer tarafta o bebek şimdilerde ikinci evliliğini devam ettirip çocuk sahibi olmaya çalışan bir kadın, sanmıyorum hiç aşk’ı, sevgiyi, şefkati tattığını. Tek istediği bilinçsizce bir çocuk sahibi olmak, farkında değil kendinin ve bedeninin intikamı, nefreti ve kini barındırdığını. Hedefi ne koca, ne aşk, ne de para, tek istediği delice,hırsla bir bebek.Yok olmuyor olmayacak belki de,tüm çabalarına rağmen kendini sevmiyor çünkü, kendini değersiz hisseden ,terk edilmiş istenmeyen bu ‘’çocuk kadın’’, gerçek canından kanından koparılan bu bebek, belki de sahip olamadığı sahiplenmeyi,sevgisini sefkatini verecek bir bebeği olsa da, ama, kanımca önce onu veren elleri,katı yürekleri ve vicdanı rahatsız anneyi,afetmeli, sevmeli, bağışlamalı ve en önemlisi bedenini,beynini yüreğini iyileştirip, aşk’ı sevgiyi yaşayıp, kendini değerli görmeli… Ve günün birinde iyileştirdiği bilinciyle,bence alacak kollarına, hayattaki tek sahip olmak istediği bebeğini bu ‘’cocuk kadın’’….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder